Skip to content

Suresi Bakara - Page: 23

Al-Baqarah

(al-Baq̈arah)

221

وَلَا تَنْكِحُوا الْمُشْرِكٰتِ حَتّٰى يُؤْمِنَّ ۗ وَلَاَمَةٌ مُّؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِّنْ مُّشْرِكَةٍ وَّلَوْ اَعْجَبَتْكُمْ ۚ وَلَا تُنْكِحُوا الْمُشْرِكِيْنَ حَتّٰى يُؤْمِنُوْا ۗ وَلَعَبْدٌ مُّؤْمِنٌ خَيْرٌ مِّنْ مُّشْرِكٍ وَّلَوْ اَعْجَبَكُمْ ۗ اُولٰۤىِٕكَ يَدْعُوْنَ اِلَى النَّارِ ۖ وَاللّٰهُ يَدْعُوْٓا اِلَى الْجَنَّةِ وَالْمَغْفِرَةِ بِاِذْنِهٖۚ وَيُبَيِّنُ اٰيٰتِهٖ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُوْنَ ࣖ ٢٢١

walā tankiḥū
وَلَا تَنكِحُوا۟
evlenmeyin
l-mush'rikāti
ٱلْمُشْرِكَٰتِ
müşrik (Allah'a ortak koşan) kadınlarla
ḥattā
حَتَّىٰ
kadar
yu'minna
يُؤْمِنَّۚ
inanıncaya
wala-amatun
وَلَأَمَةٌ
bir cariye
mu'minatun
مُّؤْمِنَةٌ
inanan
khayrun
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
min mush'rikatin
مِّن مُّشْرِكَةٍ
ortak koşan (hür) kadından
walaw
وَلَوْ
ve eğer
aʿjabatkum
أَعْجَبَتْكُمْۗ
hoşunuza gitse bile
walā tunkiḥū
وَلَا تُنكِحُوا۟
evlendirmeyin
l-mush'rikīna
ٱلْمُشْرِكِينَ
ortak koşan erkeklerle
ḥattā
حَتَّىٰ
kadar
yu'minū
يُؤْمِنُوا۟ۚ
iman edinceye
walaʿabdun
وَلَعَبْدٌ
ve bir köle
mu'minun
مُّؤْمِنٌ
inanan
khayrun
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
min mush'rikin
مِّن مُّشْرِكٍ
müşrik erkekten
walaw
وَلَوْ
eğer
aʿjabakum
أَعْجَبَكُمْۗ
hoşunuza gitse bile
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
(Zira) onlar
yadʿūna
يَدْعُونَ
çağırıyorlar
ilā l-nāri
إِلَى ٱلنَّارِۖ
ateşe
wal-lahu
وَٱللَّهُ
Allah ise
yadʿū
يَدْعُوٓا۟
çağırıyor
ilā l-janati
إِلَى ٱلْجَنَّةِ
cennete
wal-maghfirati
وَٱلْمَغْفِرَةِ
ve mağfirete
bi-idh'nihi
بِإِذْنِهِۦۖ
izniyle
wayubayyinu
وَيُبَيِّنُ
ve açıklar
āyātihi
ءَايَٰتِهِۦ
ayetlerini
lilnnāsi
لِلنَّاسِ
insanlara
laʿallahum
لَعَلَّهُمْ
umulur ki
yatadhakkarūna
يَتَذَكَّرُونَ
düşünürler
Allah'a eş koşan kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. İnanan bir cariye, hoşunuza gitse de ortak koşan bir kadından daha iyidir. İnanmalarına kadar; ortak koşan erkeklerle mümin kadınları evlendirmeyin. İnanan bir köle, hoşunuza gitmiş olsa da, ortak koşan bir erkekten daha iyidir. İşte onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır ve insanlara ibret alsınlar diye ayetlerini açıklar. ([2] Bakara: 221)
Tefsir
222

وَيَسْـَٔلُوْنَكَ عَنِ الْمَحِيْضِ ۗ قُلْ هُوَ اَذًىۙ فَاعْتَزِلُوا النِّسَاۤءَ فِى الْمَحِيْضِۙ وَلَا تَقْرَبُوْهُنَّ حَتّٰى يَطْهُرْنَ ۚ فَاِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوْهُنَّ مِنْ حَيْثُ اَمَرَكُمُ اللّٰهُ ۗ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ التَّوَّابِيْنَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِيْنَ ٢٢٢

wayasalūnaka
وَيَسْـَٔلُونَكَ
ve sana soruyorlar
ʿani l-maḥīḍi
عَنِ ٱلْمَحِيضِۖ
adet görmeden
qul
قُلْ
de ki
huwa
هُوَ
o
adhan
أَذًى
eziyettir
fa-iʿ'tazilū
فَٱعْتَزِلُوا۟
çekilin
l-nisāa
ٱلنِّسَآءَ
kadınlardan
فِى
süresince
l-maḥīḍi
ٱلْمَحِيضِۖ
adet
walā taqrabūhunna
وَلَا تَقْرَبُوهُنَّ
onlara yaklaşmayın
ḥattā
حَتَّىٰ
kadar
yaṭhur'na
يَطْهُرْنَۖ
temizleninceye
fa-idhā
فَإِذَا
zaman
taṭahharna
تَطَهَّرْنَ
temizlendikleri
fatūhunna
فَأْتُوهُنَّ
onlara varın
min ḥaythu
مِنْ حَيْثُ
yerden
amarakumu
أَمَرَكُمُ
size emrettiği
l-lahu
ٱللَّهُۚ
Allah'ın
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yuḥibbu
يُحِبُّ
sever
l-tawābīna
ٱلتَّوَّٰبِينَ
tevbe edenleri
wayuḥibbu
وَيُحِبُّ
ve sever
l-mutaṭahirīna
ٱلْمُتَطَهِّرِينَ
temizlenenleri
Sana, kadınların aybaşı hali hakkında da sorarlar, de ki: "O bir ezadır (rahatsızlıktır)". Aybaşı halinde iken kadınlardan el çekin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman, Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın. Allah şüphesiz daima tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever. ([2] Bakara: 222)
Tefsir
223

نِسَاۤؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ ۖ فَأْتُوْا حَرْثَكُمْ اَنّٰى شِئْتُمْ ۖ وَقَدِّمُوْا لِاَنْفُسِكُمْ ۗ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُوْٓا اَنَّكُمْ مُّلٰقُوْهُ ۗ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِيْنَ ٢٢٣

nisāukum
نِسَآؤُكُمْ
kadınlarınız
ḥarthun
حَرْثٌ
bir tarladır
lakum
لَّكُمْ
sizin için
fatū
فَأْتُوا۟
varın
ḥarthakum
حَرْثَكُمْ
tarlanıza
annā
أَنَّىٰ
biçimde
shi'tum
شِئْتُمْۖ
dilediğiniz
waqaddimū
وَقَدِّمُوا۟
ve hazırlık yapın
li-anfusikum
لِأَنفُسِكُمْۚ
kendiniz için
wa-ittaqū
وَٱتَّقُوا۟
ve sakının
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'tan
wa-iʿ'lamū
وَٱعْلَمُوٓا۟
ve bilin ki
annakum
أَنَّكُم
şüphesiz siz
mulāqūhu
مُّلَٰقُوهُۗ
O'na kavuşacaksınız
wabashiri
وَبَشِّرِ
ve müjdele;
l-mu'minīna
ٱلْمُؤْمِنِينَ
İnananları
Kadınlarınız sizin tarlanızdır, tarlanıza istediğiniz gibi gelin. İstikbal için hazırlıklı olun, Allah'tan sakının. O'na, hiç şüphesiz kavuşacağınızı bilin, bunu inananlara müjdele. ([2] Bakara: 223)
Tefsir
224

وَلَا تَجْعَلُوا اللّٰهَ عُرْضَةً لِّاَيْمَانِكُمْ اَنْ تَبَرُّوْا وَتَتَّقُوْا وَتُصْلِحُوْا بَيْنَ النَّاسِۗ وَاللّٰهُ سَمِيْعٌ عَلِيْمٌ ٢٢٤

walā tajʿalū
وَلَا تَجْعَلُوا۟
kılmayın
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'ı
ʿur'ḍatan
عُرْضَةً
engel
li-aymānikum
لِّأَيْمَٰنِكُمْ
yeminlerinize
an tabarrū
أَن تَبَرُّوا۟
iyilik etmenize
watattaqū
وَتَتَّقُوا۟
ve sakınmanıza
watuṣ'liḥū
وَتُصْلِحُوا۟
ve düzetmeye
bayna
بَيْنَ
arasını
l-nāsi
ٱلنَّاسِۗ
insanların
wal-lahu
وَٱللَّهُ
Allah
samīʿun
سَمِيعٌ
işitendir
ʿalīmun
عَلِيمٌ
bilendir
İnsanların arasını düzeltmeniz, günahtan sakınmanız ve iyi olmanız için, Allah'a yaptığınız yeminleri engel kılmayın, Allah işitir ve bilir. ([2] Bakara: 224)
Tefsir
225

لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللّٰهُ بِاللَّغْوِ فِيْٓ اَيْمَانِكُمْ وَلٰكِنْ يُّؤَاخِذُكُمْ بِمَا كَسَبَتْ قُلُوْبُكُمْ ۗ وَاللّٰهُ غَفُوْرٌ حَلِيْمٌ ٢٢٥

lā yuākhidhukumu
لَّا يُؤَاخِذُكُمُ
sizi sorumlu tutmaz
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
bil-laghwi
بِٱللَّغْوِ
kasıtsız
فِىٓ
dolayı
aymānikum
أَيْمَٰنِكُمْ
yeminlerinizden
walākin
وَلَٰكِن
fakat
yuākhidhukum
يُؤَاخِذُكُم
sorumlu tutar
bimā
بِمَا
dolayı
kasabat
كَسَبَتْ
kazandığından
qulūbukum
قُلُوبُكُمْۗ
kalblerinizin
wal-lahu
وَٱللَّهُ
Allah
ghafūrun
غَفُورٌ
bağışlayandır
ḥalīmun
حَلِيمٌ
halimdir
Allah sizi rastgele yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalblerinizin kasdettiği yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, Halim'dir. ([2] Bakara: 225)
Tefsir
226

لِلَّذِيْنَ يُؤْلُوْنَ مِنْ نِّسَاۤىِٕهِمْ تَرَبُّصُ اَرْبَعَةِ اَشْهُرٍۚ فَاِنْ فَاۤءُوْ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُوْرٌ رَّحِيْمٌ ٢٢٦

lilladhīna
لِّلَّذِينَ
kimseler için
yu'lūna
يُؤْلُونَ
yaklaşmamağa yemin edenler
min nisāihim
مِن نِّسَآئِهِمْ
kadınlarına
tarabbuṣu
تَرَبُّصُ
bekleme (hakkı) vardır
arbaʿati
أَرْبَعَةِ
dört
ashhurin
أَشْهُرٍۖ
ay
fa-in
فَإِن
eğer
fāū
فَآءُو
(o süre içinde) dönerlerse
fa-inna
فَإِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
ghafūrun
غَفُورٌ
bağışlayan
raḥīmun
رَّحِيمٌ
merhamet edendir
Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler, dört ay bekleyebilirler; eğer yeminlerinden dönerlerse, bilsinler ki Allah bağışlar ve merhamet eder. ([2] Bakara: 226)
Tefsir
227

وَاِنْ عَزَمُوا الطَّلَاقَ فَاِنَّ اللّٰهَ سَمِيْعٌ عَلِيْمٌ ٢٢٧

wa-in
وَإِنْ
eğer
ʿazamū
عَزَمُوا۟
kesin karar verirlerse
l-ṭalāqa
ٱلطَّلَٰقَ
boşamaya
fa-inna
فَإِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
samīʿun
سَمِيعٌ
işitendir
ʿalīmun
عَلِيمٌ
bilendir
Şayet boşanmaya kararlı iseler, bilsinler ki Allah şüphesiz işitir ve bilir. ([2] Bakara: 227)
Tefsir
228

وَالْمُطَلَّقٰتُ يَتَرَبَّصْنَ بِاَنْفُسِهِنَّ ثَلٰثَةَ قُرُوْۤءٍۗ وَلَا يَحِلُّ لَهُنَّ اَنْ يَّكْتُمْنَ مَا خَلَقَ اللّٰهُ فِيْٓ اَرْحَامِهِنَّ اِنْ كُنَّ يُؤْمِنَّ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۗ وَبُعُوْلَتُهُنَّ اَحَقُّ بِرَدِّهِنَّ فِيْ ذٰلِكَ اِنْ اَرَادُوْٓا اِصْلَاحًا ۗوَلَهُنَّ مِثْلُ الَّذِيْ عَلَيْهِنَّ بِالْمَعْرُوْفِۖ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ ۗ وَاللّٰهُ عَزِيْزٌ حَكِيْمٌ ࣖ ٢٢٨

wal-muṭalaqātu
وَٱلْمُطَلَّقَٰتُ
boşanmış kadınlar
yatarabbaṣna
يَتَرَبَّصْنَ
gözetlerler
bi-anfusihinna
بِأَنفُسِهِنَّ
kendilerini
thalāthata
ثَلَٰثَةَ
üç
qurūin
قُرُوٓءٍۚ
kur' (üç adet veya üç temizlik süresi)
walā yaḥillu
وَلَا يَحِلُّ
helal olmaz
lahunna
لَهُنَّ
kendilerine
an yaktum'na
أَن يَكْتُمْنَ
gizlemeleri
mā khalaqa
مَا خَلَقَ
yarattığını
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah'ın
fī arḥāmihinna
فِىٓ أَرْحَامِهِنَّ
kendi rahimlerinde
in
إِن
eğer
kunna
كُنَّ
idiyseler
yu'minna
يُؤْمِنَّ
inanıyor
bil-lahi
بِٱللَّهِ
Allah'a
wal-yawmi
وَٱلْيَوْمِ
ve gününe
l-ākhiri
ٱلْءَاخِرِۚ
ahiret
wabuʿūlatuhunna
وَبُعُولَتُهُنَّ
kocaları
aḥaqqu
أَحَقُّ
hak sahibidirler
biraddihinna
بِرَدِّهِنَّ
onları geri almağa
fī dhālika
فِى ذَٰلِكَ
bu arada
in
إِنْ
eğer
arādū
أَرَادُوٓا۟
isterlerse
iṣ'lāḥan
إِصْلَٰحًاۚ
barışmak
walahunna
وَلَهُنَّ
(kadınların) vardır
mith'lu
مِثْلُ
gibi
alladhī ʿalayhinna
ٱلَّذِى عَلَيْهِنَّ
(erkeklerin) kendileri üzerindeki
bil-maʿrūfi
بِٱلْمَعْرُوفِۚ
(örfe uygun) hakları
walilrrijāli
وَلِلرِّجَالِ
erkeklerin (hakları)
ʿalayhinna
عَلَيْهِنَّ
onlar (kadınlar) üzerinde
darajatun
دَرَجَةٌۗ
bir derece fazladır
wal-lahu
وَٱللَّهُ
Allah
ʿazīzun
عَزِيزٌ
azizdir
ḥakīmun
حَكِيمٌ
hakimdir
Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç aybaşı hali beklerler, eğer Allah'a ve ahiret gününe inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helal değildir. Kocaları bu arada barışmak isterlerse, karılarını geri almakta daha çok hak sahibidirler. Kadınların hakları, örfe uygun bir şekilde vazifelerine denktir. Erkeklerin onlardan bir üstün derecesi vardır. Allah güçlüdür. Hakim'dir. ([2] Bakara: 228)
Tefsir
229

اَلطَّلَاقُ مَرَّتٰنِ ۖ فَاِمْسَاكٌۢ بِمَعْرُوْفٍ اَوْ تَسْرِيْحٌۢ بِاِحْسَانٍ ۗ وَلَا يَحِلُّ لَكُمْ اَنْ تَأْخُذُوْا مِمَّآ اٰتَيْتُمُوْهُنَّ شَيْـًٔا اِلَّآ اَنْ يَّخَافَآ اَلَّا يُقِيْمَا حُدُوْدَ اللّٰهِ ۗ فَاِنْ خِفْتُمْ اَلَّا يُقِيْمَا حُدُوْدَ اللّٰهِ ۙ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا فِيْمَا افْتَدَتْ بِهٖ ۗ تِلْكَ حُدُوْدُ اللّٰهِ فَلَا تَعْتَدُوْهَا ۚوَمَنْ يَّتَعَدَّ حُدُوْدَ اللّٰهِ فَاُولٰۤىِٕكَ هُمُ الظّٰلِمُوْنَ ٢٢٩

al-ṭalāqu
ٱلطَّلَٰقُ
boşama
marratāni
مَرَّتَانِۖ
iki defadır
fa-im'sākun
فَإِمْسَاكٌۢ
ya tutmak (lazım)dır
bimaʿrūfin
بِمَعْرُوفٍ
iyilikle
aw
أَوْ
ya da
tasrīḥun
تَسْرِيحٌۢ
salıvermek
bi-iḥ'sānin
بِإِحْسَٰنٍۗ
güzelce
walā yaḥillu
وَلَا يَحِلُّ
helal değildir
lakum
لَكُمْ
size
an takhudhū
أَن تَأْخُذُوا۟
geri almanız
mimmā
مِمَّآ
şeylerden
ātaytumūhunna
ءَاتَيْتُمُوهُنَّ
onlara verdiğiniz
shayan
شَيْـًٔا
bir şey
illā
إِلَّآ
başka
an
أَن
eğer
yakhāfā
يَخَافَآ
korkarlarsa
allā yuqīmā
أَلَّا يُقِيمَا
koruyamamaktan
ḥudūda
حُدُودَ
sınırlarını
l-lahi
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
fa-in
فَإِنْ
eğer
khif'tum
خِفْتُمْ
korkarsanız
allā yuqīmā
أَلَّا يُقِيمَا
koruyamamaktan
ḥudūda
حُدُودَ
sınırlarını
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
falā
فَلَا
yoktur
junāḥa
جُنَاحَ
bir günah
ʿalayhimā
عَلَيْهِمَا
ikisine de
fīmā
فِيمَا
(kadının ayrılmak için verdiği)
if'tadat
ٱفْتَدَتْ
fidye
bihi
بِهِۦۗ
hakkında
til'ka
تِلْكَ
işte bunlar
ḥudūdu
حُدُودُ
sınırlarıdır
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
falā taʿtadūhā
فَلَا تَعْتَدُوهَاۚ
sakın bunları aşmayın
waman
وَمَن
ve kim(ler)
yataʿadda
يَتَعَدَّ
aşarsa
ḥudūda
حُدُودَ
sınırlarını
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
fa-ulāika
فَأُو۟لَٰٓئِكَ
işte
humu
هُمُ
onlar
l-ẓālimūna
ٱلظَّٰلِمُونَ
zalimlerdir
Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutma ya da iyilik yaparak bırakmadır. İkisi Allah'ın yasalarını koruyamamaktan korkmadıkça kadınlara verdiklerinizden (mehirden) bir şey almanız size helal değildir. Eğer Allah'ın yasalarını ikisi koruyamıyacaklar diye korkarsanız, o zaman kadının fidye vermesinde (mehrinden vazgeçerse) ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah'ın yasalarıdır, onları bozmayın. Allah'ın yasalarını bozanlar ancak zalimlerdir. ([2] Bakara: 229)
Tefsir
230

فَاِنْ طَلَّقَهَا فَلَا تَحِلُّ لَهٗ مِنْۢ بَعْدُ حَتّٰى تَنْكِحَ زَوْجًا غَيْرَهٗ ۗ فَاِنْ طَلَّقَهَا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَآ اَنْ يَّتَرَاجَعَآ اِنْ ظَنَّآ اَنْ يُّقِيْمَا حُدُوْدَ اللّٰهِ ۗ وَتِلْكَ حُدُوْدُ اللّٰهِ يُبَيِّنُهَا لِقَوْمٍ يَّعْلَمُوْنَ ٢٣٠

fa-in
فَإِن
eğer
ṭallaqahā
طَلَّقَهَا
(erkek) yine boşarsa
falā taḥillu
فَلَا تَحِلُّ
helal olmaz
lahu
لَهُۥ
ona
min baʿdu
مِنۢ بَعْدُ
artık bundan sonra
ḥattā
حَتَّىٰ
kadar
tankiḥa
تَنكِحَ
(kadın) nikahlanıncaya
zawjan
زَوْجًا
kocaya
ghayrahu
غَيْرَهُۥۗ
başka bir
fa-in
فَإِن
eğer
ṭallaqahā
طَلَّقَهَا
O (vardığı adam) da boşarsa
falā
فَلَا
yoktur
junāḥa
جُنَاحَ
bir günah
ʿalayhimā
عَلَيْهِمَآ
kendilerine
an yatarājaʿā
أَن يَتَرَاجَعَآ
tekrar birbirlerine dönmelerinde
in
إِن
eğer
ẓannā
ظَنَّآ
inanırlarsa
an yuqīmā
أَن يُقِيمَا
koruyacaklarına
ḥudūda
حُدُودَ
sınırlarını
l-lahi
ٱللَّهِۗ
Allah'ın
watil'ka
وَتِلْكَ
işte bunlar
ḥudūdu
حُدُودُ
sınırlarıdır
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
yubayyinuhā
يُبَيِّنُهَا
açıklamaktadır
liqawmin
لِقَوْمٍ
bir toplum için
yaʿlamūna
يَعْلَمُونَ
bilen
Bundan sonra kadını boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe bir daha kendisine helal olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın yasalarını koruyacaklarını sanırlarsa eski karı kocanın birbirlerine dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar, bilenkimseler için Allah'ın açıkladığı yasalardır. ([2] Bakara: 230)
Tefsir