Kuran-i Kerim Suresi Meryem ayet 50
Qur'an Surah Maryam Verse 50
Meryem [19]: 50 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
وَوَهَبْنَا لَهُمْ مِّنْ رَّحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا ࣖ (مريم : ١٩)
- wawahabnā
- وَوَهَبْنَا
- And We bestowed
- ve lutfettik
- lahum
- لَهُم
- to them
- onlara
- min raḥmatinā
- مِّن رَّحْمَتِنَا
- of Our Mercy
- rahmetimizden
- wajaʿalnā
- وَجَعَلْنَا
- and We made
- ve verdik
- lahum
- لَهُمْ
- for them
- onlar için
- lisāna
- لِسَانَ
- a truthful mention
- dili
- ṣid'qin
- صِدْقٍ
- a truthful mention
- bir doğruluk
- ʿaliyyan
- عَلِيًّا
- high
- yüce
Transliteration:
Wa wahabnaa lahum mirrahmatinaa wa ja'alnaa lahum lisaana sidqin 'aliyyaa(QS. Maryam:50)
English Sahih International:
And We gave them of Our mercy, and We made for them a mention [i.e., reputation] of high honor. (QS. Maryam, Ayah 50)
Diyanet Isleri:
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onların her dilde üstün şekilde anılmalarını sağladık. (Meryem, ayet 50)
Abdulbaki Gölpınarlı
Ve onlara rahmetimizden ihsanlar ettik, gerçek şöhretlerini yaydık, adlarını yücelttik.
Adem Uğur
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.
Ali Bulaç
Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Ali Fikri Yavuz
Hem bunlara rahmetimizden ihsanlar eyledik (çokca mal ve evlâd verdik). Hepsine de dillerde (bütün dinlerde) güzel ve yüksek bir övgü verdik.
Celal Yıldırım
Onlara rahmetimizden sunduk ve onlar için çok yüce bir doğruluk dili verdik.
Diyanet Vakfı
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.
Edip Yüksel
Onlara rahmetimizden verdik. Onlara, doğru ve onurlu bir dil bağışladık.
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.
Fizilal-il Kuran
Onlara rahmetimizden pay verdik. Her dilde saygı ile anılmalarını sağladık.
Gültekin Onan
Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Hasan Basri Çantay
Bunlara rahmetimizden (peygamberlik, mal ve evlâd) lûtfetdik. Onlar için çok yüce sadâkat dili de verdik.
İbni Kesir
Bunlara rahmetimizden lutfettik. Onlar için yüce bir doğruluk dili verdik
İskender Ali Mihr
Ve onlara, rahmetimizden bahşettik (karşılıksız verdik). Ve onları (Hz. İbrâhîm ve oğullarını), (bütün) dillerde, lisanlarda sadık ve âlî (üstün, yüce) kıldık.
Muhammed Esed
ve o´nları rahmetimizle ödüllendirdik. Ve o´nlara doğru olanı (başkalarına) ulaştırmaları için üstün bir anlatım gücü bahşettik.
Muslim Shahin
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk ve onlar için üstün güzel övgüler kıldık.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve onlara rahmetimizden ihsan ettik ve onlar için dillerde yüksek, doğru bir sena nâsip kıldık.
Rowwad Translation Center
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).
Şaban Piriş
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk ve onlara üstün bir doğruluk dili verdik.
Shaban Britch
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk ve Onlara dillerde yüksek ve sadakat (bir nam) bıraktık.
Suat Yıldırım
Onlara rahmetimizden ihsanlarda bulunduk. Onlara dillerde ve dinlerde yüksek ve güzel bir nam bıraktık.
Süleyman Ateş
Onlara rahmetimizden (mal ve çocuk) lutfettik ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Tefhim-ul Kuran
Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Yaşar Nuri Öztürk
Onlara, rahmetimizden nimetler bağışladık. Ve kendileri için yüksek bir doğruluk dili oluşturduk.