Skip to content

Suresi Meryem - Page: 2

Maryam

(Maryam)

11

فَخَرَجَ عَلٰى قَوْمِهٖ مِنَ الْمِحْرَابِ فَاَوْحٰٓى اِلَيْهِمْ اَنْ سَبِّحُوْا بُكْرَةً وَّعَشِيًّا ١١

fakharaja
فَخَرَجَ
çıkıp
ʿalā
عَلَىٰ
karşısına
qawmihi
قَوْمِهِۦ
kavminin
mina l-miḥ'rābi
مِنَ ٱلْمِحْرَابِ
ma'bedden
fa-awḥā
فَأَوْحَىٰٓ
işaret etti
ilayhim
إِلَيْهِمْ
onlara
an
أَن
diye
sabbiḥū
سَبِّحُوا۟
tesbih edin
buk'ratan
بُكْرَةً
sabah
waʿashiyyan
وَعَشِيًّا
ve akşam
Zekeriya bunun üzerine mabedden çıkıp milletine: "Sabah akşam Allah'ı tesbih edin" diye işarette bulundu. ([19] Meryem: 11)
Tefsir
12

يٰيَحْيٰى خُذِ الْكِتٰبَ بِقُوَّةٍ ۗوَاٰتَيْنٰهُ الْحُكْمَ صَبِيًّاۙ ١٢

yāyaḥyā
يَٰيَحْيَىٰ
Ey Yahya
khudhi
خُذِ
tut
l-kitāba
ٱلْكِتَٰبَ
Kitabı
biquwwatin
بِقُوَّةٍۖ
kuvvetle
waātaynāhu
وَءَاتَيْنَٰهُ
ve ona verdik
l-ḥuk'ma
ٱلْحُكْمَ
hikmet
ṣabiyyan
صَبِيًّا
çocuk iken
"Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl" deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir zorba değildi. ([19] Meryem: 12)
Tefsir
13

وَّحَنَانًا مِّنْ لَّدُنَّا وَزَكٰوةً ۗوَكَانَ تَقِيًّا ۙ ١٣

waḥanānan
وَحَنَانًا
ve bir rahmet
min ladunnā
مِّن لَّدُنَّا
katımızdan
wazakatan
وَزَكَوٰةًۖ
ve temizlik
wakāna
وَكَانَ
ve oldu
taqiyyan
تَقِيًّا
sakınan (bir kimse)
"Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl" deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir zorba değildi. ([19] Meryem: 13)
Tefsir
14

وَّبَرًّاۢ بِوَالِدَيْهِ وَلَمْ يَكُنْ جَبَّارًا عَصِيًّا ١٤

wabarran
وَبَرًّۢا
ve iyilik ediciydi
biwālidayhi
بِوَٰلِدَيْهِ
ana babasına
walam
وَلَمْ
ve
yakun
يَكُن
değildi
jabbāran
جَبَّارًا
baş kaldıran
ʿaṣiyyan
عَصِيًّا
bir zorba
"Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl" deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir zorba değildi. ([19] Meryem: 14)
Tefsir
15

وَسَلٰمٌ عَلَيْهِ يَوْمَ وُلِدَ وَيَوْمَ يَمُوْتُ وَيَوْمَ يُبْعَثُ حَيًّا ࣖ ١٥

wasalāmun
وَسَلَٰمٌ
selam olsun!
ʿalayhi
عَلَيْهِ
ona
yawma
يَوْمَ
gün
wulida
وُلِدَ
doğduğu
wayawma
وَيَوْمَ
ve gün
yamūtu
يَمُوتُ
öleceği
wayawma
وَيَوْمَ
ve gün
yub'ʿathu
يُبْعَثُ
kaldırılacağı
ḥayyan
حَيًّا
diri olarak
Doğduğu günde, öleceği günde ve dirileceği günde ona selam olsun. ([19] Meryem: 15)
Tefsir
16

وَاذْكُرْ فِى الْكِتٰبِ مَرْيَمَۘ اِذِ انْتَبَذَتْ مِنْ اَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا ۙ ١٦

wa-udh'kur
وَٱذْكُرْ
an (hatırla)
fī l-kitābi
فِى ٱلْكِتَٰبِ
Kitapta
maryama
مَرْيَمَ
Meryem'i
idhi
إِذِ
bir zaman
intabadhat
ٱنتَبَذَتْ
o ayrılıp çekilmişti
min ahlihā
مِنْ أَهْلِهَا
ailesinden
makānan
مَكَانًا
bir yere
sharqiyyan
شَرْقِيًّا
doğu yönünde
Kitabda Meryem'i de an. O, ailesinden ayrılarak, doğu yönünde bir yere çekilmişti. ([19] Meryem: 16)
Tefsir
17

فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُوْنِهِمْ حِجَابًاۗ فَاَرْسَلْنَآ اِلَيْهَا رُوْحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا ١٧

fa-ittakhadhat
فَٱتَّخَذَتْ
çekmişti
min dūnihim
مِن دُونِهِمْ
onlarla arasına
ḥijāban
حِجَابًا
bir perde
fa-arsalnā
فَأَرْسَلْنَآ
biz de gönderdik
ilayhā
إِلَيْهَا
ona
rūḥanā
رُوحَنَا
ruhumuzu (Cebrail'i)
fatamathala
فَتَمَثَّلَ
göründü
lahā
لَهَا
ona
basharan
بَشَرًا
bir insan şeklinde
sawiyyan
سَوِيًّا
düzgün
Sonra, insanlardan gizlenmek için bir perde germişti. Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan olarak görünmüştü. ([19] Meryem: 17)
Tefsir
18

قَالَتْ اِنِّيْٓ اَعُوْذُ بِالرَّحْمٰنِ مِنْكَ اِنْ كُنْتَ تَقِيًّا ١٨

qālat
قَالَتْ
(Meryem) dedi ki
innī
إِنِّىٓ
şüphesiz ben
aʿūdhu
أَعُوذُ
sığınırım
bil-raḥmāni
بِٱلرَّحْمَٰنِ
Rahman'a
minka
مِنكَ
senden
in
إِن
eğer
kunta
كُنتَ
isen
taqiyyan
تَقِيًّا
korkuyor
Meryem: "Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen, senden Rahman'a sığınırım" dedi. ([19] Meryem: 18)
Tefsir
19

قَالَ اِنَّمَآ اَنَا۠ رَسُوْلُ رَبِّكِۖ لِاَهَبَ لَكِ غُلٰمًا زَكِيًّا ١٩

qāla
قَالَ
dedi ki
innamā
إِنَّمَآ
sadece
anā
أَنَا۠
ben
rasūlu
رَسُولُ
elçisiyim
rabbiki
رَبِّكِ
Rabbinin
li-ahaba
لِأَهَبَ
hediye edeyim diye
laki
لَكِ
sana
ghulāman
غُلَٰمًا
bir erkek çocuğu
zakiyyan
زَكِيًّا
tertemiz
Cebrail: "Ben temiz bir oğlan bağışlamak için Rabbinin sana gönderdiği elçiden başkası değilim" dedi. ([19] Meryem: 19)
Tefsir
20

قَالَتْ اَنّٰى يَكُوْنُ لِيْ غُلٰمٌ وَّلَمْ يَمْسَسْنِيْ بَشَرٌ وَّلَمْ اَكُ بَغِيًّا ٢٠

qālat
قَالَتْ
dedi
annā
أَنَّىٰ
nasıl
yakūnu
يَكُونُ
olur
لِى
benim
ghulāmun
غُلَٰمٌ
oğlum
walam yamsasnī
وَلَمْ يَمْسَسْنِى
bana dokunmadı
basharun
بَشَرٌ
bir insan
walam
وَلَمْ
ve
aku
أَكُ
ben değilim
baghiyyan
بَغِيًّا
iffetsiz
Meryem: "Bana bir insan temas etmemişken, ben kötü kadın da olmadığım halde nasıl oğlum olabilir?" dedi. ([19] Meryem: 20)
Tefsir