Skip to content

Suresi Hicr - Page: 6

Al-Hijr

(al-Ḥijr)

51

وَنَبِّئْهُمْ عَنْ ضَيْفِ اِبْرٰهِيْمَۘ ٥١

wanabbi'hum
وَنَبِّئْهُمْ
onlara haber ver
ʿan ḍayfi
عَن ضَيْفِ
konuklarından
ib'rāhīma
إِبْرَٰهِيمَ
İbrahim'in
Onlara İbrahim'in konuklarını da anlat: ([15] Hicr: 51)
Tefsir
52

اِذْ دَخَلُوْا عَلَيْهِ فَقَالُوْا سَلٰمًاۗ قَالَ اِنَّا مِنْكُمْ وَجِلُوْنَ ٥٢

idh
إِذْ
ne zaman ki
dakhalū
دَخَلُوا۟
girmdiler
ʿalayhi
عَلَيْهِ
onun yanına
faqālū
فَقَالُوا۟
ve dediler
salāman
سَلَٰمًا
Selam
qāla
قَالَ
dedi ki
innā
إِنَّا
elbette biz
minkum
مِنكُمْ
sizden
wajilūna
وَجِلُونَ
korkuyoruz
İbrahim'in yanına girdiklerinde selam vermişlerdi. O: "Doğrusu biz sizden korkuyoruz" demişti de: "Korkma, biz sana, bilgin bir oğlun olacağını müjdelemeye geldik" demişlerdi. ([15] Hicr: 52)
Tefsir
53

قَالُوْا لَا تَوْجَلْ اِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلٰمٍ عَلِيْمٍ ٥٣

qālū
قَالُوا۟
dediler
lā tawjal
لَا تَوْجَلْ
korkma
innā
إِنَّا
biz
nubashiruka
نُبَشِّرُكَ
sana müjdeleriz
bighulāmin
بِغُلَٰمٍ
bir çocuk
ʿalīmin
عَلِيمٍ
bilgin
İbrahim'in yanına girdiklerinde selam vermişlerdi. O: "Doğrusu biz sizden korkuyoruz" demişti de: "Korkma, biz sana, bilgin bir oğlun olacağını müjdelemeye geldik" demişlerdi. ([15] Hicr: 53)
Tefsir
54

قَالَ اَبَشَّرْتُمُوْنِيْ عَلٰٓى اَنْ مَّسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُوْنَ ٥٤

qāla
قَالَ
dedi ki
abashartumūnī
أَبَشَّرْتُمُونِى
beni mi müjdelediniz?
ʿalā
عَلَىٰٓ
(rağmen)
an massaniya
أَن مَّسَّنِىَ
bana dokunasına
l-kibaru
ٱلْكِبَرُ
ihtiyarlık
fabima
فَبِمَ
ne tuhaf
tubashirūna
تُبَشِّرُونَ
müjdeliyorsunuz
"Ben kocamışken bana müjde mi veriyorsunuz? Neye dayanarak müjdeliyorsunuz?" deyince: ([15] Hicr: 54)
Tefsir
55

قَالُوْا بَشَّرْنٰكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِّنَ الْقٰنِطِيْنَ ٥٥

qālū
قَالُوا۟
dediler
basharnāka
بَشَّرْنَٰكَ
sana müjdeledik
bil-ḥaqi
بِٱلْحَقِّ
gerçeği
falā
فَلَا
asla
takun
تَكُن
olma
mina l-qāniṭīna
مِّنَ ٱلْقَٰنِطِينَ
umut kesenlerden
"Seni gerçekten müjdeliyoruz, umutsuzlardan olma" demişlerdi. ([15] Hicr: 55)
Tefsir
56

قَالَ وَمَنْ يَّقْنَطُ مِنْ رَّحْمَةِ رَبِّهٖٓ اِلَّا الضَّاۤلُّوْنَ ٥٦

qāla
قَالَ
dedi
waman
وَمَن
kim
yaqnaṭu
يَقْنَطُ
umut keser
min raḥmati
مِن رَّحْمَةِ
rahmetinden
rabbihi
رَبِّهِۦٓ
Rabbinin
illā
إِلَّا
başka
l-ḍālūna
ٱلضَّآلُّونَ
sapıklardan
"Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?" ([15] Hicr: 56)
Tefsir
57

قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ اَيُّهَا الْمُرْسَلُوْنَ ٥٧

qāla
قَالَ
dedi
famā
فَمَا
nedir?
khaṭbukum
خَطْبُكُمْ
işiniz
ayyuhā
أَيُّهَا
Ey
l-mur'salūna
ٱلْمُرْسَلُونَ
elçiler
"Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?" ([15] Hicr: 57)
Tefsir
58

قَالُوْٓا اِنَّآ اُرْسِلْنَآ اِلٰى قَوْمٍ مُّجْرِمِيْنَۙ ٥٨

qālū
قَالُوٓا۟
dediler
innā
إِنَّآ
şüphesiz biz
ur'sil'nā
أُرْسِلْنَآ
gönderildik
ilā qawmin
إِلَىٰ قَوْمٍ
bir kavme
muj'rimīna
مُّجْرِمِينَ
suç işleyen
Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk." ([15] Hicr: 58)
Tefsir
59

اِلَّآ اٰلَ لُوْطٍۗ اِنَّا لَمُنَجُّوْهُمْ اَجْمَعِيْنَۙ ٥٩

illā
إِلَّآ
yalnız hariç
āla
ءَالَ
ailesi
lūṭin
لُوطٍ
Lut
innā
إِنَّا
elbette biz
lamunajjūhum
لَمُنَجُّوهُمْ
onları kurtaracağız
ajmaʿīna
أَجْمَعِينَ
hepsini
Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk." ([15] Hicr: 59)
Tefsir
60

اِلَّا امْرَاَتَهٗ قَدَّرْنَآ اِنَّهَا لَمِنَ الْغٰبِرِيْنَ ࣖ ٦٠

illā
إِلَّا
ancak hariç
im'ra-atahu
ٱمْرَأَتَهُۥ
karısı
qaddarnā
قَدَّرْنَآۙ
olmasını uygun gördük
innahā
إِنَّهَا
onun
lamina l-ghābirīna
لَمِنَ ٱلْغَٰبِرِينَ
geri kalanlardan
Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk." ([15] Hicr: 60)
Tefsir