Skip to content

Suresi Rad - Page: 3

Ar-Ra'd

(ar-Raʿd)

21

وَالَّذِيْنَ يَصِلُوْنَ مَآ اَمَرَ اللّٰهُ بِهٖٓ اَنْ يُّوْصَلَ وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ وَيَخَافُوْنَ سُوْۤءَ الْحِسَابِ ۗ ٢١

wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
ve onlar
yaṣilūna
يَصِلُونَ
bitiştirirler
مَآ
şeyi
amara
أَمَرَ
istediği
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah'ın
bihi
بِهِۦٓ
kendisiyle
an yūṣala
أَن يُوصَلَ
bitiştirilmesini
wayakhshawna
وَيَخْشَوْنَ
ve saygılı olur
rabbahum
رَبَّهُمْ
Rablerine karşı
wayakhāfūna
وَيَخَافُونَ
ve korkarlar
sūa
سُوٓءَ
en kötü
l-ḥisābi
ٱلْحِسَابِ
hesaptan
Onlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi birleştirirler, Rablerinden korkarlar; kötü hesaptan ürkerler. ([13] Rad: 21)
Tefsir
22

وَالَّذِيْنَ صَبَرُوا ابْتِغَاۤءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوْا مِمَّا رَزَقْنٰهُمْ سِرًّا وَّعَلَانِيَةً وَّيَدْرَءُوْنَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُولٰۤىِٕكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِۙ ٢٢

wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
ve onlar
ṣabarū
صَبَرُوا۟
sabrederler
ib'tighāa
ٱبْتِغَآءَ
arzu ederek
wajhi
وَجْهِ
yüzünü (rızasını)
rabbihim
رَبِّهِمْ
Rablerinin
wa-aqāmū
وَأَقَامُوا۟
ve kılarlar
l-ṣalata
ٱلصَّلَوٰةَ
namazı
wa-anfaqū
وَأَنفَقُوا۟
ve harcarlar
mimmā
مِمَّا
şeyden
razaqnāhum
رَزَقْنَٰهُمْ
rızıklandırdığımız
sirran
سِرًّا
gizlice
waʿalāniyatan
وَعَلَانِيَةً
ve alenen
wayadraūna
وَيَدْرَءُونَ
ve savarlar
bil-ḥasanati
بِٱلْحَسَنَةِ
iyilikle
l-sayi-ata
ٱلسَّيِّئَةَ
kötülüğü
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte
lahum
لَهُمْ
onlarındır
ʿuq'bā
عُقْبَى
sonu
l-dāri
ٱلدَّارِ
şu yurdun
Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namazı kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan, gizlice ve açıkça sarfederler; iyilik yaparak kötülüğü ortadan kaldırırlar; işte onlara bu dünyanın iyi sonucu, girecekleri Adn cennetleri vardır; babalarının, eşlerinin, çocuklarının iyi olanları da oraya girerler. Melekler her kapıdan yanlarına girip: "Sabretmenize karşılık size selam olsun; burası dünyanın ne güzel bir sonucudur!" derler. ([13] Rad: 22)
Tefsir
23

جَنّٰتُ عَدْنٍ يَّدْخُلُوْنَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَاۤىِٕهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيّٰتِهِمْ وَالْمَلٰۤىِٕكَةُ يَدْخُلُوْنَ عَلَيْهِمْ مِّنْ كُلِّ بَابٍۚ ٢٣

jannātu
جَنَّٰتُ
cennetlerine
ʿadnin
عَدْنٍ
Adn
yadkhulūnahā
يَدْخُلُونَهَا
girerler
waman
وَمَن
ve kimseler
ṣalaḥa
صَلَحَ
iyi olan
min ābāihim
مِنْ ءَابَآئِهِمْ
babalarından
wa-azwājihim
وَأَزْوَٰجِهِمْ
ve eşlerinden;
wadhurriyyātihim
وَذُرِّيَّٰتِهِمْۖ
ve çocuklarından
wal-malāikatu
وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ
ve melekler de
yadkhulūna
يَدْخُلُونَ
girerler
ʿalayhim
عَلَيْهِم
yanlarına
min kulli
مِّن كُلِّ
her
bābin
بَابٍ
kapıdan
Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namazı kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan, gizlice ve açıkça sarfederler; iyilik yaparak kötülüğü ortadan kaldırırlar; işte onlara bu dünyanın iyi sonucu, girecekleri Adn cennetleri vardır; babalarının, eşlerinin, çocuklarının iyi olanları da oraya girerler. Melekler her kapıdan yanlarına girip: "Sabretmenize karşılık size selam olsun; burası dünyanın ne güzel bir sonucudur!" derler. ([13] Rad: 23)
Tefsir
24

سَلٰمٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِۗ ٢٤

salāmun
سَلَٰمٌ
selam
ʿalaykum
عَلَيْكُم
size
bimā
بِمَا
karşılık
ṣabartum
صَبَرْتُمْۚ
sabretmenize
faniʿ'ma
فَنِعْمَ
ne güzel
ʿuq'bā
عُقْبَى
sonu
l-dāri
ٱلدَّارِ
yurdun
Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namazı kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan, gizlice ve açıkça sarfederler; iyilik yaparak kötülüğü ortadan kaldırırlar; işte onlara bu dünyanın iyi sonucu, girecekleri Adn cennetleri vardır; babalarının, eşlerinin, çocuklarının iyi olanları da oraya girerler. Melekler her kapıdan yanlarına girip: "Sabretmenize karşılık size selam olsun; burası dünyanın ne güzel bir sonucudur!" derler. ([13] Rad: 24)
Tefsir
25

وَالَّذِيْنَ يَنْقُضُوْنَ عَهْدَ اللّٰهِ مِنْ ۢ بَعْدِ مِيْثَاقِهٖ وَيَقْطَعُوْنَ مَآ اَمَرَ اللّٰهُ بِهٖٓ اَنْ يُّوْصَلَ وَيُفْسِدُوْنَ فِى الْاَرْضِۙ اُولٰۤىِٕكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوْۤءُ الدَّارِ ٢٥

wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
kimseler
yanquḍūna
يَنقُضُونَ
bozan(lar)
ʿahda
عَهْدَ
verdikleri sözü
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'a
min baʿdi
مِنۢ بَعْدِ
sonra
mīthāqihi
مِيثَٰقِهِۦ
iyice pekiştirdikten
wayaqṭaʿūna
وَيَقْطَعُونَ
ve kesenler
مَآ
şeyi
amara
أَمَرَ
istediği
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah'ın
bihi
بِهِۦٓ
onunla
an yūṣala
أَن يُوصَلَ
bitiştirilmesini
wayuf'sidūna
وَيُفْسِدُونَ
ve bozgunculuk yapanlar
fī l-arḍi
فِى ٱلْأَرْضِۙ
yeryüzünde
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte
lahumu
لَهُمُ
onlaradır
l-laʿnatu
ٱللَّعْنَةُ
la'net
walahum
وَلَهُمْ
ve onlaradır
sūu
سُوٓءُ
kötü (sonucu)
l-dāri
ٱلدَّارِ
yurdun
Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lanet onlara ve kötü yurt, cehennem, onlaradır. ([13] Rad: 25)
Tefsir
26

اَللّٰهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَّشَاۤءُ وَيَقْدِرُ ۗوَفَرِحُوْا بِالْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۗ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا فِى الْاٰخِرَةِ اِلَّا مَتَاعٌ ࣖ ٢٦

al-lahu
ٱللَّهُ
Allah
yabsuṭu
يَبْسُطُ
bollaştırır
l-riz'qa
ٱلرِّزْقَ
rızkı
liman
لِمَن
kimse için
yashāu
يَشَآءُ
dilediği
wayaqdiru
وَيَقْدِرُۚ
ve kısar
wafariḥū
وَفَرِحُوا۟
ve sevindiler
bil-ḥayati
بِٱلْحَيَوٰةِ
hayatıyle
l-dun'yā
ٱلدُّنْيَا
dünya
wamā
وَمَا
oysa
l-ḥayatu
ٱلْحَيَوٰةُ
hayatı
l-dun'yā
ٱلدُّنْيَا
dünya
fī l-ākhirati
فِى ٱلْءَاخِرَةِ
ahiretin yanında
illā
إِلَّا
ancak
matāʿun
مَتَٰعٌ
bir geçimdir
Allah dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. Dünya hayatıyla övünenler bilsinler ki dünyadaki hayat ahiret yanında sadece bir geçimlikten ibarettir. ([13] Rad: 26)
Tefsir
27

وَيَقُوْلُ الَّذِيْنَ كَفَرُوْا لَوْلَآ اُنْزِلَ عَلَيْهِ اٰيَةٌ مِّنْ رَّبِّهٖۗ قُلْ اِنَّ اللّٰهَ يُضِلُّ مَنْ يَّشَاۤءُ وَيَهْدِيْٓ اِلَيْهِ مَنْ اَنَابَۖ ٢٧

wayaqūlu
وَيَقُولُ
ve diyorlar
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
kafarū
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
lawlā
لَوْلَآ
değil miydi?
unzila
أُنزِلَ
indirilmeli
ʿalayhi
عَلَيْهِ
ona
āyatun
ءَايَةٌ
bir ayet
min rabbihi
مِّن رَّبِّهِۦۗ
Rabbinden
qul
قُلْ
de ki
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yuḍillu
يُضِلُّ
saptırır
man
مَن
kimseyi
yashāu
يَشَآءُ
dilediği
wayahdī
وَيَهْدِىٓ
ve iletir
ilayhi
إِلَيْهِ
kendisine
man
مَنْ
kimseyi
anāba
أَنَابَ
yönelen
İnkar edenler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler. De ki: "Doğrusu Allah dileyeni saptırır ve Kendisine yöneleni doğru yola eriştirir." ([13] Rad: 27)
Tefsir
28

الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَتَطْمَىِٕنُّ قُلُوْبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِ ۗ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَىِٕنُّ الْقُلُوْبُ ۗ ٢٨

alladhīna
ٱلَّذِينَ
onlar
āmanū
ءَامَنُوا۟
inananlardır
wataṭma-innu
وَتَطْمَئِنُّ
ve tatmin olanlardır
qulūbuhum
قُلُوبُهُم
gönülleri
bidhik'ri
بِذِكْرِ
anmakla
l-lahi
ٱللَّهِۗ
Allah'ı
alā
أَلَا
iyi bilin ki ancak
bidhik'ri
بِذِكْرِ
anmakla
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ı
taṭma-innu
تَطْمَئِنُّ
huzur bulur
l-qulūbu
ٱلْقُلُوبُ
gönüller
Onlar inanmışlar, kalbleri Allah'ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin, kalbler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur. ([13] Rad: 28)
Tefsir
29

اَلَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ طُوْبٰى لَهُمْ وَحُسْنُ مَاٰبٍ ٢٩

alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
waʿamilū
وَعَمِلُوا۟
ve yapanlar
l-ṣāliḥāti
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
güzel işler
ṭūbā
طُوبَىٰ
mutluluk
lahum
لَهُمْ
onlar içindir
waḥus'nu
وَحُسْنُ
ve güzel
maābin
مَـَٔابٍ
gelecek
İnanan ve yararlı iş işleyen kimseler için hoş bir hayat ve dönülecek güzel bir yer vardır. ([13] Rad: 29)
Tefsir
30

كَذٰلِكَ اَرْسَلْنٰكَ فِيْٓ اُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهَآ اُمَمٌ لِّتَتْلُوَا۟ عَلَيْهِمُ الَّذِيْٓ اَوْحَيْنَآ اِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُوْنَ بِالرَّحْمٰنِۗ قُلْ هُوَ رَبِّيْ لَآ اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَاِلَيْهِ مَتَابِ ٣٠

kadhālika
كَذَٰلِكَ
böylece
arsalnāka
أَرْسَلْنَٰكَ
seni gönderdik
فِىٓ
içine
ummatin
أُمَّةٍ
bir millet
qad
قَدْ
elbette
khalat
خَلَتْ
geçmiş bulunan
min qablihā
مِن قَبْلِهَآ
kendilerinden önce
umamun
أُمَمٌ
(nice) milletler
litatluwā
لِّتَتْلُوَا۟
okuyasın diye
ʿalayhimu
عَلَيْهِمُ
onlara
alladhī
ٱلَّذِىٓ
şeyleri
awḥaynā
أَوْحَيْنَآ
vahyettiğimiz
ilayka
إِلَيْكَ
sana
wahum
وَهُمْ
oysa onlar
yakfurūna
يَكْفُرُونَ
nankörlük ederler
bil-raḥmāni
بِٱلرَّحْمَٰنِۚ
Rahman'a
qul
قُلْ
de ki
huwa
هُوَ
O
rabbī
رَبِّى
benim Rabbimdir
لَآ
yoktur
ilāha
إِلَٰهَ
tanrı
illā
إِلَّا
başka
huwa
هُوَ
O'ndan
ʿalayhi
عَلَيْهِ
O'na
tawakkaltu
تَوَكَّلْتُ
dayandım
wa-ilayhi
وَإِلَيْهِ
ve yalnız O'nadır
matābi
مَتَابِ
tevbem/dönüşüm
Sana vahyettiğimizi okuman için, seni de onlardan önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik; o ümmet merhametli olan Allah'ı inkar eder; de ki: "O benim Rabbim'dir, O'ndan başka Tanrı yoktur, yalnız O'na güvenirim, dönüşüm de O'nadır." ([13] Rad: 30)
Tefsir