Kuran-i Kerim Suresi Hud ayet 36
Qur'an Surah Hud Verse 36
Hud [11]: 36 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
وَاُوْحِيَ اِلٰى نُوْحٍ اَنَّهٗ لَنْ يُّؤْمِنَ مِنْ قَوْمِكَ اِلَّا مَنْ قَدْ اٰمَنَ فَلَا تَبْتَىِٕسْ بِمَا كَانُوْا يَفْعَلُوْنَۖ (هود : ١١)
- waūḥiya
- وَأُوحِىَ
- And it was revealed
- vahyolundu
- ilā nūḥin
- إِلَىٰ نُوحٍ
- to Nuh
- Nuh'a
- annahu
- أَنَّهُۥ
- "That
- gerçekten
- lan yu'mina
- لَن يُؤْمِنَ
- will never believe
- kimse iman etmeyecek
- min qawmika
- مِن قَوْمِكَ
- from your people
- kavminden
- illā
- إِلَّا
- except
- dışında
- man
- مَن
- (those) who
- kimselerin
- qad
- قَدْ
- have already
- (şimdiye kadar)
- āmana
- ءَامَنَ
- believed
- iman eden
- falā tabta-is
- فَلَا تَبْتَئِسْ
- So (do) not (be) distressed
- üzülme
- bimā
- بِمَا
- by what
- dolayı
- kānū yafʿalūna
- كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ
- they have been doing
- onların yaptıklarından
Transliteration:
Wa oohiya ilaa Noohin annahoo lany-yu'mina min qawmika illaa man qad aamana falaa tabta'is bimaa kaanoo yaf'aloon(QS. Hūd:36)
English Sahih International:
And it was revealed to Noah that, "No one will believe from your people except those who have already believed, so do not be distressed by what they have been doing. (QS. Hud, Ayah 36)
Diyanet Isleri:
Nuh'a, "Senin milletinden, inanmış olanlardan başkası inanmayacaktır; onların yapageldiklerine üzülme; nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır" diye Allah tarafından vahyolundu. (Hud, ayet 36)
Abdulbaki Gölpınarlı
Nuh'a, kavminden inananlardan başkaları kesin olarak inanmayacak, artık sen de onların yaptıkları işler yüzünden kederlenme diye vahyedildi.
Adem Uğur
Nuh´a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Ali Bulaç
Nuh'a vahyedildi: "Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."
Ali Fikri Yavuz
Nûh’a şöyle vahyolunmuştu: “- Haberin olsun, önceden iman edenlerden başka, kavminden hiç biri asla iman etmiyecek. O halde yaptıkları şeylerden (eziyet ve tekziplerden ) ötürü kederlenme.
Celal Yıldırım
Nuh´a, senin kavminden imân edenlerden başkası, şüphen olmasın ki (sana) inanmıyacaktır. Artık onların işleyegeldiklerinden dolayı üzülüp tasalanma.
Diyanet Vakfı
Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Edip Yüksel
Nuh'a vahyedildi: "Şu ana kadar inanmış olanların dışında artık halkından hiç kimse inanmıyacaktır. Onların tavırları seni üzmesin."
Elmalılı Hamdi Yazır
Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: "Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme."
Fizilal-il Kuran
Nuh´a vahiy yolu ile bildirildi ki; «Daha önce inananlar dışında soydaşlarından başka inanan olmayacaktır. Onların yaptıklarından dolayı üzülme.»
Gültekin Onan
Nuh´a vahyedildi: "Gerçekten inananların dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."
Hasan Basri Çantay
Nuha şu hakıykat vahy olundu: «Kavminden gerçek îman etmiş olanlardan başkası asla îman etmeyecekdir. O halde (bîhûde üzülüb de) işleyegeldikleri şeylerden (tecâvüzlerden) dolayı tasalanma».
İbni Kesir
Nuh´a vahyolundu ki: Senin kavminden iman edenlerden başkası asla inanmayacaktır. Bunun için onların işlediklerine üzülme.
İskender Ali Mihr
Ve Nuh´a: “Senin kavminden âmenû olmuş olanlar hariç, onlar asla mü´min olmayacak.” (diye) vahyedildi. Artık onların yapmış olduğu şeylerden dolayı sen, yeise kapılma.
Muhammed Esed
Ve Nuh´a: "Senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanların dışında kimse inanmayacak" diye vahyettik, "Bu yüzden, onların yapabilecekleri şeylerden ötürü sakın tasalanma,
Muslim Shahin
Nuh’a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve Nûh´a vahyolundu ki, «Muhakkak kavminden imân etmeyecektir, ancak cidden imân etmiş olanlar müstesna. Artık yapar oldukları şey ile mahzun olma.»
Rowwad Translation Center
Nuh'a, “Senin kavminden, gerçekten iman etmiş olanlardan başkası artık iman etmeyecektir; o halde yaptıkları şeylerden dolayı üzülme” diye vahyolundu.
Şaban Piriş
Nuh’a: “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kavminden kimse inanmayacak. O halde, onların yaptıklarına üzülme.” diye vahyedildi.
Shaban Britch
Nuh’a: “Gerçekten iman edenlerin dışında, kavminden (başka) kimse iman etmeyecek. O halde, onların yaptıklarına üzülme!” diye vahyedildi.
Suat Yıldırım
Nuh'a şöyle vahyolundu ki: “Artık halkından, daha önce iman etmiş olanlar dışında, hiç kimse iman etmeyecek.Öyleyse o kâfirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de, Bizim gözetimimiz altında ve vahyimiz doğrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben’den hiçbir ricada bulunma. Çünkü onlar suda boğulacaklardır.” [23,27; 71,26; 54,10]
Süleyman Ateş
Nuh'a vahyolundu ki: "Kavminden, inanmış olanlardan başka kimse inanmayacak, onların yaptıklarından dolayı üzülme!"
Tefhim-ul Kuran
Nuh´a vahyedildi: «Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.»
Yaşar Nuri Öztürk
Nûh'a şöyle vahyolundu: "Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma."